Kolorektal Kanser Genetiği







Kolorektal kanser olgularının çoğu (%75) sporadiktir. Hastaların sadece %25 kadarında, hastalığa ait aile öyküsü bulunur ve kolerektal kansere neden olan genlerdeki mutasyonlar ise toplam vakaların yaklaşık %5 kadarında bulunur. Geri kalan ailesel kanser hastalarında, tümör gelişiminin ise gen çevre etkileşiminden kaynaklanabileceği öne sürülmektedir.

Yapılan çeşitli çalışmalarda hastalığa yakalanma riski ile ilgili olarak elde edilen bulgular şu şekildedir.
50 yaşından sonra kolerektal kansere yakalanmış olduğu belirlenmiş bir kişinin birinci dereceden akrabalarında da hastalığın gelişme riskinin 2-3 kat arttığı bulunmuştur.


Aile içinde kolerektal kansere yakalanmış kişi sayısı ve bunların yaşı hastalık gelişimi ile korelasyon gösterir. Buna göre; birden fazla birinci dereceden akrabada kolerektal kanserin görülmesi veya 45 yaşından daha önce birinci dereceden akrabada kolerektal kanser tanısının koyulması, diğer birinci derece aile bireylerinin hastalığa yakalanma riskinin 3 ile 6 kat daha fazla olabileceğini göstermektedir.

Ayrıca ailede 2 ya da daha fazla kolerektal kanser hastasının olması, hastalığın genetik , kalıtımsal özellikte olabileceğini göstermektedir ki bu durumda kanser gelişme riskini arttırmaktadır.

Ailenizde, yukarıda belirtildiği şekilde kolerektal kanser hastası varsa lütfen doktorunuza başvurunuz ve herhangi bir şikayetinizin olması durumunda kontrole gitmeyi aksatmayınız.

Erken Teşhis Hayat Kurtarır.

Kolerektal kanser gelişimine yatkınlık oluşturan bazı sendromlar belirlenmiştir. Bunlar;
  • Ailesel adenomatous polip (FAP),
  • Attenuated FAP (AFAP),
  • MUTYH-ilişkili polip (MAP)
  • Lynch sendromu (hereditary nonpolyposis colorectal cancer HNPCC).
Bu sık görülen sendromlara ek olarak, bazı nadir senromlarda kolerektal kanser gelişimine yatkınlığa neden olabilmektedir. Bu sendromlarda, Peutz-Jeghers sendromu, juvenile polyposis sendromu ve Hyperplastic polyposis sendromlarıdır.

Bu sendromların kolerektal kansere yatkınlıkları olduğunun belirlenmesiyle yapılan genetik çalışmalarla kolerektal kanserlerin oluşmasında rol oynayan bazı genlerin belirlenmesine yol açmıştır. Bu genlerin başlıcaları aşağıda verilmiştir.

  • APC geni
  • MUTYH geni
  • MLH1, MSH2, MSH6, PMS2, TACSTD1 (EpCAM) genleri
  • STK11 geni
  • SMAD4 (DPC4), BMPR1A genleri
    • PTEN geni
    Kolerektal kanser bir seri klinik ve histopatolojik aşamalardan geçerek gelişim göstermektedir. Bu aşamalar; tek odaklı lezyonlar > küçük iyi huylu tümörler (adenomatoz polipler) > malign (kötü huylu) kanserler şeklindedir.

    Daha önceki gönderi de açıklandığı gibi, Kolon kanserinin gelişimi çok aşamalı bir süreçtir. Bu süreç esnasında tümör baskılayıcı genlerde (tümör supressör genler, TS genler) ve onkogen olarak adlandırdığımız kanser gelişimini tetikleyen genlerde bir takım mutasyonların, genetik değişikliklerin olması ve bunların zamanla birikmesi gerçekleşir.

    Kolerektal kanser gelişiminde gözlenen ilk genetik aşama APC (adenomatoz poliposis coli) yolağının inaktivasyonudur. Diğer tümör baskılayıcı genlerdeki (APC, SMAD2, SMAD4, TP53  gibi) ve onkogenlerdeki (KRAS gibi) mutasyonların oluşumuyla başlangıçta oluşan lezyonların patolojisini değiştirerek kötü huylu oluşumların ve metastaz yapabilme yeteneğinin kazanılmasının önünü açar.

    Bunlara ek olarak, onkogenlerin ve tümör baskılayıcı genlerin promotör olarak adlandırılan kontrol bölgelerinde epigenetik modifikasyonların olması,  tümör supressör ve onkogenlerin ifadelenmelerinin kontrolünün de bozulması da (deregülasyonu) kolerektal kanser gelişiminde etkili olmaktadır.

      Hiç yorum yok:

      Yorum Gönder

      Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

      Lütfen Paylaşın