10 Ekim 2014

Kolon Kanseri Tipleri Nelerdir

Kolon kanseri, Dünya ‘da oldukça yaygın gözlenen bir kanser tiplerinden birisidir. Uygun olmayan beslenme ve sağlıksız yaşam tarzı, kolon kanserine yakalanma riskini arttıran etmenler arasında olmasına rağmen, genetik yatkınlığın bulunması da çoğu kolon kanseri hastalarında kalın bağırsaktaki bu tümörlerin gelişmesinin önemli nedenlerinden birisidir.

Yapılan istatistik analizler sonucunda Dünya’da belirlenmiş olan kolon kanseri hastalarının yaklaşık %5 kadarında, hastalığın sadece genetik kusurlar ve fizyolojik anormallikler nedeni ile oluştuğunu gösterilmiştir.




Kolon kanseri oluşumu ya sonradan kazanılan bir durumdur ki böylesi hastalarda sporadik kolon kanserinden bahsedilir, ya da kolon kanseri genetik olarak kalıtılmış, miras olarak ebeveynlerimizden aldığımız bir hastalık olarak ortaya çıkar ki bu durumda kalıtsal kolon kanserinin varlığından bahsedilir.
Kolon kanseri vakalarının çoğu, kalın bağırsağın (kolon) farklı bölgelerinde polip (bkz. colonic polyps) oluşumu nedeniyle meydana gelir. Kolon polipleri belirgin yumuşak dokulardır. Sanki bir et beni gibi olan bu polipler, kolayca malign başka bir ifade ile kötü huylu hale gelebilirler.
Kalıtsal kolon kanserlerine birçok farklı tipi vardır ve bunların çoğu, öncelikle bağırsak poliplerinden kaynaklanır. Genetik olarak kalıtılabilen kolon kanserleri sendromlarının en sık görülen tipleri ailesel adenomatöz polipozis ve Gardner’s sendromudur (bkz. Gardner's syndrome).

Polipsiz ya da polip olmayan kolon kanseri olarak bilinen hastalık da,  kalıtsal kolon kanseri formları arasında yaygındır. Polipsiz kolon kanserinde, diğerlerinden farklı olarak hastalığın gelişim sürecinde erken aşamalarda görülen polip oluşumu gerçekleşmez.
Kalıtsal kolon kanserlerinin nadir oranda gözlenen diğer formlarına ise örnek olarak Peutz-Jegher sendromu (bkz Peutz-Jeghers syndrome) ve çocuklarda gözlenen juvenil poliplerdir. 

Genellikle 50 ve üstündeki yaşlarda gelişen kalıtsal olmayan kolon kanserleri, kalıtsal özellikte olduğunda daha erken yaşlarda ortaya çıkar. Aslında, genetik açıdan bakıldığında ebeveynlerden miras alınan kalıtsal kolon kanserlerinin bazı formları çoğunlukla küçük çocuklarda ve gençlerde görülmektedir. 

Kolon kanseri aile öyküsü olan kişilerin, düzenli olarak doktora gitmesi, kalın bağırsak kanserinin belirtilerini erken aşamada anlaşılması ve hastalık ilerlemeden tadaviye başlanabilmesi açısından önem taşır. Henüz başlangıç aşamasında belirlenen kolon kanserleri cerrahi müdahale veya diğer özel tedaviler yoluyla iyileşebilmektedir. Ancak, eğer kolon kanseri hastalağın ilerleyen evrelerinde belirlenirse, hastalığın seyri hakkında kesin bir bilgi söylemek olası değildir.




Kolonoskopi hastalarda kolon kanseri oluşumunu ortaya çok yaygın ve güvenilir bir yöntemdir. Kolonoskopi yöntemi ile doktorlar hızlı bir şekilde kalın bağırsağınızdaki anormallikleri inceleyerek kanser dokusu geliştirme potansiyeli olan bölgeleri belirleyebilmektedir. Kolonoskopi, iyi huylu ya da kötü huylu özellikte olan poliplerin kolay bir şekilde ayırt edilmesini sağlar. Buna bağlı olarak oluşan doku büyümesinin polip ya da ilerlemiş kanser olup olmadığınıda ortaya çıkartabilmektedir. Yakın akrabalık durumu olan yakınlarınızda kolon kanseri hastalığı gelişmişse bu durum sizde kolon kanseri gelişimine bir yatkınlık olduğu anlamına gelebilir. Bu nedenle özellikle ileri yaşlarda, düzenli kontrolleri aksatmamalısınız. Bu kontroller sırasında belirli aralıklarla kolonoskopi yapılarak hastalık eğer gelişecek ise henüz başlangıç aşamasında raht bir şekilde belirlenebilmektedir.

Hem sonradan kazanılan (sporadik) hem de kalıtsal özellikteki kolon kanserleri tedavi edilmedikleri zaman hayatı tehdit edebilir. Bu nedenle kolon kanserinden ölüm riskini azaltmak için erken aşamada tanısı koyulmalıdır.

Kolon kanserlerinin gelişimi önceden öngörülemeyen bir şekilde gerçekleşir ve bu gelişim yüksek oranda genetik yatkınlık olması durumunda daha farklı özellikler kazanabilir.

Uygun olmayan beslenme ve sağlıksız yaşam tarzından vazgeçilerek sporadik kolon kanserine yakalanma riskini azaltmak mümkündür. Bu nedenle beslenme tarzına ve yaşam tarzımıza dikkat etmemiz gerekiyor.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Lütfen Paylaşın