Üzüm çekirdeğinde bulunan polifenollerden biri daha önceki yazılarımda kolon kanseri üzerine etkisini anlatmış olduğum resveratroldür. Buna ilave olarak üzüm çekirdeği esas olarak proantosiyanidinlerden oluşan polifenollerin bir karışımıdır. Dolayısı ile üzüm çekirdeğinde bol miktarda E vitamini, flanovoidler, linoleik asit ve fenolik prosiyanidinler bulunmaktadır. Üzüm çekirdeğinde bulunan fenolik prosiyanidinler aynı zamanda oligomerik prosiyaninler olarak da isimlendirilmektedir.
Moleküler in vivo çalışmalar üzüm çekirdeği ekstresinin Beta-katenin, Siklin D1 ve c-myc ifade edilmesini baskılayarak hücre döngüsünün ilerlemesinin durdurulmasına neden olduğunu göstermiştir.
Ayrıca üzüm çekirdeği ekstresi, iNOS ve COX-2 ifadelenmesini azaltarak, hücresel oksidatif stresin azalmasına neden olur. Kolon kanseri hücrelerinde yapılan çalışmalar sonucunda üzüm çekirdeği ekstresinin, kaspaz 3, kaspaz 8 ve kaspaz 9 aktivasyonunu sağlayarak apoptoza neden olduğu belirlenmiştir.
Üzüm çekirdeği ekstresi aynı zamanda kolon kanseri hücrelerinde reaktif oksijen moleküllerinin oluşumunu sağlayarak bu hücrelerin ölmesine yol açmaktadır. Üzüm çekirdeği ekstresinin kolon kanseri hücrelerinde gözlenen bu apoptotik etkilerinin sadece kanser hücreleri ile sınırlı olduğu buna karşın normal kolon hücreleri olan kolonositleri etkilenmediği bulunmuştur.
Ancak üzüm çekirdeği ekstresi ile ilgili olarak elde edilen bilgiler esas olarak in vivo hayvan çalışmalarından ve insan kolon kanseri hücre hatlarından elde edilen bilgilere dayanmaktadır. Bu bilgilerin zamanla geliştirilmesi üzüm çekirdeği ekstresinin kullanılarak kolon kanseri kemoprevensiyonu için umut vaat etmektedir.
Dolayısı ile üzümün çekirdekleri ile yenmesi içerinde bulunan E vitamini, flanovoidler, linoleik asit ve resveratrol gibi önemli moleküllerin alınmasını sağlayarak kolon kanserinin engellenmesinde kemoprevensiyon durumunun gerçekleşmesine neden olabilir.
Bitkisel kaynaklı fitokimyasalların kolon kanseri başta olmak üzere diğer kanserlerin engellenmesinde ve tedavide kullnılabilirliğinin araştırılmasıyla elde edilen bulgular kolon kanserinin, metastatik kolon kanserinin tedavisi için kullanılabilecek yeni kemoterapi ve kemoprevensiyon ajanlarının bulunmasına yol açacaktır.
Buna ek olarak bu çalışmalardan elde edilen bulgular kolon kanserinde hangi sinyal iletim yolaklarında kusurların olduğunun belirlenmesini sağlayacak ve bu sinyal iletim yolaklarında bulunan proteinlerin mutasyon durumları da ortaya çıkarılabilecektir. Tüm bu araştırmaların bir sonucu olarak kolon kanseri tedavisi için yeni, kişiye ya da hedefe özgül yaklaşımlarının geliştirilmesi mümkün olabilecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder